Ukrayna NATO’ya üye olabilir mi?
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, eğer ülkesine NATO üyeliği garantisi verilecekse Rusya ile barış müzakerelerine başlayabileceğini açıkladı. Bu açıklamanın birkaç boyutu var.
Birincisi, Türkiye boyutu.
Neden Türkiye boyutu? Zira Türkiye, Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında NATO’ya katılmak isteyen İsveç’in üyelik başvurusunu tam 18 ay boyunca veto etmişti. Bu vetonun bazı haklı gerekçeleri de vardı, ancak süreç içinde hem bir müttefik olarak güvenilirliği tartışma konusu olmuştu. Şimdi Ukrayna eğer NATO’ya kabul edilecekse bunun için Türkiye’nin de onayı gerekiyor ve Erdoğan’ın arası Putin ile fena durumda değil. Suriye’deki son gelişmeler hariç tabi ki.
İkincisi, Trump boyutu.
Trump’ın da Putin ile arası, bir Amerikan Başkanı için fazla iyi. Şubat ayında Trump’ın yaptığı açıklamayı hatırlayalım: “Rusya, NATO üyesi olan ve yeterince savunma harcaması yapmayan ülkelere saldırırsa, yardımlarına gitmeyeceğiz” diyordu. Yeterince savunma harcamasından kastı da ittifaka üye ülkelerin her yıl milli gelirlerinin en az yüzde 2’sini silah almaya harcamaları idi. NATO’nun böyle bir şartı yok, Trump Bey bu kriteri kendisi uyduruyor. Üstelik NATO Anlaşması’nın meşhur 5. maddesine göre bir üye devlete yapılacak saldırı, tüm ülkelere yapılmış sayılıyor. Trump’ın yeni dönemi ittifakta da dengeleri etkileyecek ve Rusya ile arası fazlaca iyi görünen Trump’ın ikinci dönemde Ukrayna’nın üyeliğine sıcak bakması için çok fazla koşulun bir araya gelmesi gerekecek.
Durumun şöyle bir özelliği daha var; Trump, “Her NATO üyesi milli gelirinin en az yüzde 2’sini silah almaya harcasın” derken kendi malını satmaya çalışan bir çığırtkan gibi de davranıyor. Zira ABD dünyanın en büyük silah ihracatçısı konumunda. Tüketim ürünlerinin büyük bölümü ithal eden ve her yıl ortalama 700 milyar dolar dış ticaret açığı veren ülke, 2022’de 14 milyar dolarlık savunma sanayi ihracatı yaptı.
Ukrayna’nın NATO üyeliği denklemindeki üçüncü değişken ise elbette Rusya. Zelenskiy, eğer ülkesine NATO üyeliği garantisi verilecekse Rusya ile barış müzakerelerine başlayabileceğini söyledi, evet. Ama Rusya şunu diyebilir: “Bana ne kardeşim! Seninle müzakere masasına oturmuyorum ve NATO’ya üye olmanı da, bütün NATO’nun bana savaş ilan etmesi olarak kabul ederim!”
Yeterince taviz aldığını düşünmeyen bir Putin, rahatlıkla konuya böyle bakabilir.
Kısacası, önce Trump’ın 20 Ocak’ta görevi devraldıktan sonra bu konuda atacağı adımları, Suriye’nin kuzeyinde alevlenen çatışmanın gidişatını ve Türkiye’nin bu bölge özelinde Putin ile ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini görmek gerekiyor. Yani şartlar, bekle ve gör diyor.
Bekleyelim, görelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.