Bir daha söyleyelim: CHP İzmir’i kaybedebilir
Eylül ayında söylediğimi tekrar edeyim: CHP bu yerel seçimlerde
artık İzmir’i kaybedebilir. Bunun yanında mevcut muhalefetin geleceğini de Ekrem
İmamoğlu’nun İstanbul’da alacağı sonuç belirleyecek. Çünkü tarihin yaşadığımız anında
Türkiye’de muhalefetin tek ve tartışmasız lideri Ekrem İmamoğlu’dur. İmamoğlu
kaybederse CHP karışacak, muhtemelen kurultaya gidecek.
İstanbul’a ilişkin yaptığım girizgahı açmadan evvel İzmir’e
ilişkin bir şeyler söylemek istiyorum. 1 Eylül günü YouTube’da “CHP İzmir’i kaybedebilir”
demiştim ve bunu çeşitli önkoşullarla gerekçelendirmiştim. Bu önkoşullar şimdi
kısmen gerçekleşmiş durumda ve daha net söyleyebiliyorum ki 31 Mart’ta CHP
İzmir’i kaybedebilir.
Nasıl kaybedebilir? Her şeyden önce artık ortada bir ittifak
yok. 2019 seçimlerinde adı konulmamış bir ittifak vardı ve İyi Parti ile HDP
İzmir’de aday çıkarmayarak CHP’yi desteklemişti. O seçimde Tunç Soyer, yüzde 58
gibi bir oy alarak seçilmişti. Ancak ilginç olan taraf, AKP’nin adayı Nihat
Zeybekci de yüzde 39’a yakın bir oy almıştı İzmir’de. Yani her üç İzmirliden
biri değil, daha fazlası AKP adayına oy vermişti.
İzmir’de AKP’ye desteğin hangi seviyede olduğunu gösteren
son parametre, 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları. Oraya
baktığımızda Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir’de yaklaşık yüzde 33 oy aldı. Yani
net biçimde her üç İzmirliden biri Erdoğan’a oy verdi.
31 Mart’ta ise İzmir’de muhalefet cephesinin üç adayı var; iktidar
cephesinin ise tek adayı var, Hamza Dağ. CHP Cemil Tugay ile, İYİ Parti Ümit
Özlale ile, DEM Parti, yani Ex-HDP ise Akın Birdal gibi önemli bir isim ile
yerel seçimlere giriyor. Tunç Soyer’in 2019’da aldığı yüzde 58, bu üç parti
arasında paylaşılacak. 58’in 8’ini DEM Parti ve Akın Birdal alabilir. Kaldı 50
puan. Yılardır mecbur kaldığı için CHP’ye oy veren ve artık CHP’den bıkmış olan
merkeze yakın İzmirlilerin oyları İYİ Parti’ye kayacaktır. Bunların oranının 10
puandan az olmayacağını düşünüyorum. Tunç Soyer’e yönelik memnuniyetsizlik ile
yeni aday Cemil Tugay’ın sessizliği ve bilinmezliği de eklenince İYİ Parti’nin
alacağını öngördüğüm minimum 10 puan artacaktır. Eğer İYİ Parti İzmir’de yüzde
15’ten yüksek oy alırsa, AKP İzmir’i kazanabilir. Benim hesabım bu. Üstelik İzmir’de
bir de sandığa gitmeyecek genç veya genç yetişkin bir kitle var ki, sonuca etki
etmeleri de muhtemel olacak.
Gelelim İstanbul’a... İstanbul sadece İstanbul’un seçimi
olmayacak, hem Ekrem İmamoğlu’nun ve hem de Türkiye’deki politik ana akım
muhalefetin de kaderini tayin edecek bir seçim olacak. Çünkü tarihin
yaşadığımız anında Türkiye’de muhalefetin tek ve tartışmasız lideri, İstanbul
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur. İmamoğlu kaybederse, en son CHP kurultayı
ile başlatılan muhalefet projesi, baştan çökmüş olur. Yani “İmamoğlu’nun
İstanbul Belediye Başkanı olarak devam etmesi ve düşük yoğunluklu muhalefeti,
yüzünü de çok eskitmeden sürdürmesi, bu süreçte Özgür Özel’in ise İmamoğlu’nun
sekreteri gibi CHP örgütünü şekillendirmesi” projesi... Bu yapı, İmamoğlu’nun
İstanbul’u kazanması önkoşuluna bağlanmış durumda. Şimdi İmamoğlu İstanbul’da
kazanamazsa CHP karışır, muhtemelen kurultaya gider, İmamoğlu Genel Başkan
seçilir. Ama İstanbul’u kaybetmiş bir genel başkan olarak Cumhurbaşkanlığı
seçiminde nasıl bir raconu olur? İşte bu biraz tartışmalı.
Özgür Özel’e bakıyorum bakıyorum, olmuyor. Oturmuyor. Bir
sınıf başkanı gibi duruyor. Çalışkan bir öğrenci, önden ikinci sırada oturup
dersi dinleyen, yaramazlık yapan arkadaşlarına kızan bir sınıf başkanı. Özgür
Özel’in sınıf başkanı olduğu sınıfın öğretmeni ise Ekrem İmamoğlu.
Ankara’da ise tablo daha net görünüyor. Mansur Yavaş’ın kazanamaması
benim için sürpriz olur. Diğer kentlerde ise İzmir ve İstanbul’da olduğu gibi
-muhalefet açısından- durum pek net değil. Çünkü İmamoğlu-Özgür Özel yönetimi
kendi aralarında çok fazla çekişerek yürüttüler aday belirleme sürecini. Pek
çok ilde de -duyumlarıma göre- çok da sempatik olmayan isimler aday gösterilmiş
durumda.
Velhasıl sonuç şu olacak; merkezlerde kimler kazanırsa
kazansın, seçim sonrasında ekonomi yönetiminde çok ciddi bir sıkılaşma
politikası bizi bekliyor. Kimileri seçimden önce dolar alın diyor, kimi altın
alın diyor. Zaten geçinmekte zorlanan milyonlar, seçim sonrası izlenmeye
başlanacağı söylenen agresif kemer sıkma süreci ile daha da zorlanacaklar.
Parti ve adaylardan ziyade, seçimin asıl getireceği bu
olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.